10 Kasım 2011 Perşembe

HAYATA DÖNÜS...


HAYATA DÖNÜS...


Bundan on yıl önce bir kar
o zamandan bu zamana aralık , hiç bukadar soıuk olmamıştı.
Son olarak sığınılan odanın pencereleri kırılmıs,
dışarıdan içeriy tazyikli su sıkılıyordu
Sırılsıklamdık…
üzerimizde Ağır işmakinalarıyla çalışmaya devam ediyor
Tavanda delikler açıyorlardı.
Kafamı kaldırıp Delikten içeri baktım
Maskeler ve üniformalar karanlıktı…
Delikten içeri bir namlu uzandı
Kafamı omuzlarımın arasına gömüp boynumun tüm
ağırlığıyla patlama sesıni bekledim.




Bir kurşun !
Benim için Zamanı durdurabilirdi
En köşede, battaniyelere sarılı arkadasişım hareket-siz yatıyordu…
Poyrazın zamandan beklentisi neydi?
Saniyeler onun için nasıl geçmekteydi?
Gözlerimi: karşimda yüzü bana dönük oturan
aynı mahalleden kapı komşum olan Fıratın gözlerine diktim.
Islaktı kirpikleri
Is tutmuştu yüzü...
Tarlalar gibi sürülmüş saçları düz ve kafa derisine yapışmıştı
Islak ıslak gülümsedi
Nede güzeldi...



Ayaga kalktım,
birbirine sarılı kollar
ve ıslaktı bakışmalar.

Aynı köşede oturan, battaniyelere sarılı başka bir arkadaşımı ziyaret etmek için ayaga kalktım ve yürümeye başladım.



Aksıyordu Ayağım.
Dar odada bulunan herkesin yüzüne bakiyordum
ve
her gördüğüm yüzde dahada büyüyen gülümsememle
ö.orucundakilerin etrafında çember oluşturduğu
yaralı arkadaşlarımın yanına
gitmeye çalışıyordum…




Bir el Yakaladı dirseğimi telaşla
-Neden Aksıyorsun?
Neyin var?
diye sordu Umut Abi...
Sol Ayağımı havaya kaldırdım
ayakkabım yoktu
Ayakkabı olan ayağımı indirip diğer ayağımı havaya kaldırdım
ayakkabımın
tabanı yüksekti...
Gülümsedi.
Karadenizliydi: inat etdi...
-Iyimisin, Dedi?
Ellerine saçları dökük keline, yüzüne baktım
Sarı;
Bıyıkları kararmıştı
Belliki Ateşte en çok o yanmıştı.
-Iyiyim Abi, senin birseyin varmı? Diye sorduğumda
-Bana birşey olurmu?
Bak!
Canavar gibiyim...
Gülümsedi ! Bana, o karanlikta;
Inci gibi geldi sapsarı dişleri…



Birisi Aşsağıya dogru montumu çekiştirdi.
Dağılmış saçları
Kıvır kıvır sakallarıyla
Kara elmas
diyarından
çingene…
Çaputla sarılı eli
Kopmuştu parmakları
-Hayrola?
Tek başına ayaklanmışsın
dedi
Sesli gülümsememi tutamadım içimde
Dizlerimin üzerine eğildim
Çingenenin başını yasladım
göğsüme…
Islak saçlarından öptüm




Kafami kaldirip etrafima bakındığımda anladım
... bırazdan kopacaktı kahkaha...
Fırsat bırakmadı fırat başladı
Şarkıya…






Soğuk sular içmeden
çaıir çimen gezmeden
ben sevdim deme
Güzel kız
Nazlı kız
Gel etme
gel
etme
Ah ! Etim yanıyor
vurulmuş sırtından ciğer yarem
Dur gitme
dur gitme...



Alev Alevsin
Kıpır kıpır yüreğin
Kelepçeye sığmaz bileğin
Al tenim senin olsun
Al Al güllerle dolsun
Güzel yar
Nazlı yar
Gel etme
Gel etme
Ah...
Etim yanıyor
Dur gitme




Sarkıdan sonra Alkıslıyordu herkes
Bir tek çingene !
Bir elini vuruyordu diğer dirseğine
sonra duraksadi ve
gülümsedi,
yetmişikibucuk millete.





Derin sukunet Hakimdi
ve
ağır makinaların cezası
kesilmişti…
Ahmet ögretmenin yanik sesi
Işte şiir
dedirtti...



Anne !
Sen,
barikat önlerinde
Ben,
vurulup düşmüşüm inlerinde






Hangi gaz hayat getirmiş
hang silah sukunet
öldüm sinir içmekten
merminin açtiğı delik
gülleremi bereket
hayatsa verdikleri Neydi bombayla istedikleri?



ögretmen Ahmet anlatıyor, ögrenciler dinliyordu...
Sanki;
söyleşide gibiydi,
buharla ısınan insanlar...
ölüm:
Gerçekten yoktu !
Sadece yaşamak var...
yaşamadan geriye kalmak.
işte budur gilgameşin içtigi hayat suyunu bulmak !
Yok !
Ölmüş olmak
Genç kalmak,
diri yaşamak
sarkiıar ve şiirlerle…




ö. orucundaki Aydın abinin yanına oturdum,
Omzuyla omzuma vurup
Ne yapiyorsun lan burada?
Dedi...



Cikişa bir adim kala
Alp Ata vurdu omuzuma
Sendeledim
Yanimdan geçişini izledim
Bir Adım önümde,düştü yere
Ben ömrümde
Bukadar çabuk ölüm görmedim gözlerimle
Geri döndüm
Abi Ateş ediyorlar
Dedim...
-Dişari çikıyoruz
Dedi...
Bekledim,bekledim
Zamanın katili ses vermedi

Dısarı çıktım, buz kesti ayagımı


19 Aralı ikibin kimin?
Bir gurup Işbirlikçinin
Hayata dönderen adinin
yada
Sefil perişan devletin
Onedokuz aralık ikibin 
kimin?
Aralanmayan sabahı gecenin ciğerlerde hardar gazı
Kulaklarda bombası
ses dişlere çarpmasın
aı ağzını
zar patlamasın.

Heryerde bir delik,
nedir bu aşif 
Yetim mizrabim hatanelik
dizden yukari kesik
döndü hayata olmayan ayağıyla

Sabaha karsı maltada
bir aşagi bir yukarı voltada
uç kişi biri onalatısında
elinde sapanı
simsayahıi saçları
onaltıydı yaşadı
onyedi yarım kaldı
kapıya vardı
sırtını dostuna yasladı asma kilit duvarda paslı
düşleri var dibinde
heyecanlı…
Birses duydu uzaktan…


Arkadaşlar operasyon…!
Bir bilye deride
Gerildi elde
gezyok
arpacık yok
Gözün gördügünü babullenecek yürek yaratamadı tanrı…


Karanlıktı her yan
Bir asker göründü kapıdan
Bir sonrakı bilyeyi atan kahraman
vuruldu karnından.
Vuran!
Korktu vurulandan
Vuran!
Kaçtı kahramandan




Maltada bir ceset
soğuyup çürüyecek
Elinde bilye
Kisa yelek belinde
Büyük düşleriyle küçük bir melek
Tanrının sopasıyla hayata dönecek

Gülecek
gezecek
eglenecek…
Duvar dibi var gidilecek
Kalk kahraman kalk!
Bu yol yürünecek
Sürgülü kapi soğuk
eriyecek..

EROL ELMAS
10.11.08

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siir,Roman;öykü